Gelişmiş Arama
Ziyaret
7468
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Direkt olarak ‘Ey İmam Rıza! Bizim dileğimizi yerine getir!’ veya ‘Filan İmamın hatırına dileğimizi yerine getir!’ diyebilir miyiz?
Soru
Allah’ın selamı üzerinize olsun ve kolay gelsin. Tevessül hakkında yaptığınız açıklamanın ne manaya geldiğini gerçekten anlayamadım. Direkt olarak ‘Ey İmam Rıza! Bizim dileğimizi yerine getir.’ diyebilir miyiz? Veya direkt olarak Ehl-i Beyt’ten bir şey isteyebilir miyiz? Allah, ‘Yalnızca benden isteyin’ dediğine göre ‘İmam Rıza bana şifa ver, dileğimi yerine getir.’ dememiz doğru olur mu?
Kısa Cevap

1- Şüphesiz Allah’tan başka kimsenin direkt ve vasıtasız olarak hiç bir şeye gücü ve kudreti yetmez. Eğer bir kudret varsa da bu Allah’ın izni ve iradesiyledir.

2- Hacetlerimizin yerine gelmesini din önderlerinden ve büyüklerinden istememeliyiz, onları sadece vasıta etmeliyiz. Kimi zaman bir din büyüğünden bir dilekte bulunulduğu zaman bu, Allah’ın izni olmadan direkt olarak onun bu dileği yerine getireceği manasına gelmez. Böyle bir dilekte bulunan kimse onun vasıta olduğunu bilmektedir.

3- Allah’ın bazı kulları daha çok itaat ettiklerinden Allah katında daha çok hatırları vardır. Allah katında her hangi bir sebepten dolayı hatırı olmayan veya kendisini hatırı olandan daha düşük gören vb. kimselerin onları Allah katında vasıta etmelerinin veya onların hatırına Allah’tan bir şey istemelerinin sakıncası yoktur. 

Ayrıntılı Cevap

1- Şüphesiz Allah’tan başka kimsenin direkt ve vasıtasız olarak hiç bir şeye gücü ve kudreti yetmez. Eğer bir kudret varsa da bu Allah’ın izni ve iradesiyledir.

2- Hacetlerimizin yerine gelmesini din önderlerinden ve büyüklerinden istememeliyiz, onları sadece vasıta etmeliyiz. Kimi zaman bir din büyüğünden bir dilekte bulunulduğu zaman bu, Allah’ın izni olmadan direkt olarak onun bu dileği yerine getireceği manasına gelmez. Aksine böyle bir dilekte bulunan kimse onun vasıta olduğunu bilmektedir.

Meselenin daha iyi anlaşılması için Kur’an’dan bir örnek verip onu inceleyelim:

Allah Teala Kur’an’da şöyle buyuruyor: ‘(İsa’yı) İsrailoğullarına (Yakup’un oğullarına) peygamber olarak gönderdi, o da onlara dedi ki: Ben, Rabbinizden size delille geldim. Balçığı yoğurur, kuş şekline sokar, ona üflerim Allah'ın izniyle kuş olur. Anadan doğma körü ve alaca illetine tutulmuşu Allah'ın izniyle iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüyü diriltirim, evlerinizde yediklerinizi, biriktirdiklerinizi size bildiririm. İnanmışsanız şüphe yok ki, bunlar size delildir.’[1]

Görüldüğü üzere ayet, Hz. İsa’nın Allah’ın izniyle köre ve alacalıya şifa verdiğini buyuruyor. Eğer biri Ona ‘Ey Allah’ın Peygamberi, benim hastama şifa ver.’ derse bu şirk mi olur? Ayet Hz. İsa’nın Allah’ın izniyle ölüleri dirilttiğini buyurmaktadır, eğer biri Ona ‘Ey Allah’ın Peygamberi, ölen yakınımı dirilt.’ derse bu şirk mi olur?

Böyle bir istek ne şirktir ne de tevhidle çelişir.

 3- Allah’ın bazı kulları daha çok itaat ettiklerinden Allah katında daha çok hatırları vardır. Allah katında her hangi bir sebepten dolayı[2] hatırı olmayan veya kendisini hatırı olandan daha düşük gören vb. kimselerin onları Allah katında vasıta etmelerinin veya onların hatırına Allah’tan bir şey istemelerinin sakıncası yoktur. Allah Teala Kur’an’da şöyle buyuruyor:

‘(Yakup’un Oğulları) dediler ki: Ey babamız! (Allah'tan) suçlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten hataya düşenlerden olduk.' (Ya'kub:) ‘Sizin için yakında Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O bağışlayandır, esirgeyendir.’ dedi.’[3]

Yakup’un oğulları Allah’ın bağışlayıcı olduğunu halde bildikleri halde direkt olarak ondan bir şey istememiş, babalarını vasıta etmişlerdir. Acaba bu şirk midir? Acaba tevhidle çelişir mi?

Yine Kur’an Benî İsrail’in şöyle dediğini nakleder:

‘Hani demiştiniz ki: Ya Musa, biz bir türlü yemeğe katlanamayız. Rabbinden bizim için yerin yetiştirdiği şeylerden vermesini iste. Yerden sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan yetiştirsin.’[4]

Benî İsrail, peygamberlerini kendileriyle Allah arasında vasıta ettikleri ve direkt olarak Allah’tan istekte bulunmadıklarından dolayı asla kınanmamışlardır.

Allah’ın: ‘Övgü yalnızca Allah’a aittir’ diye buyurmasına gelince evet şüphesiz böyledir, ancak bunun konumuzla ilgisi yoktur. Zira dua ve af dilemek övgü manasına gelmemektedir.

Ayrıca Allah Teala Kur’an’ın hiç bir yerinde ‘benden isteyin’ diye buyurmamıştır. Hatta Kur’an’da ‘Bana dua edin’ diye buyurduğu zaman bile her şeyden önce bunun muhterem ve hatırı olan birisini vesile edip vasıta kılmamızla aykırılığı yoktur. Böyle bir şey aynı zamanda o muhterem zatları yüceltmektir. Evet, Allah’la vasıtasız olarak irtibat kurabiliyorsanız kimse size bunu yapmayın demiyor.  

 


[1] -Al-i İmran/49

[2] -İşledikleri günahlar veya tevazu vb. sebeplerden dolayı

[3] -Yusuf/97-98

[4] -Bakara/61

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    6521 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    15839 Teorik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Mürmenliler (Murmen dinsel fırkası) ehli kitap mıdır?
    5532 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    1. Hıristiyanlığın birçok fırkası vardır ve Amerika’da bulunan çok meşhur bu fırkalardan birisi de Murmen adındaki gruptur. Bu grup, Jozef Smit adında bir ferdin önderliğinde 1820 yıllarında kurtarıcılık faaliyet ve tebliğine başladı. Jozef Smit, 1830 yılında yazdığı “Murmen” kitabında şöyle bir iddiada bulundu: Amerika kıtasını bulan Kıristof Kolom, Amerika’nın ...
  • İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir?
    7793 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmamın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Fereci beklemek ise Kur’an’ın, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) bütün emirlerine amel etmektir. ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10376 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
    6350 Teorik İrfan 2009/08/20
    İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:1.             İnsanla karşılaştırılmaz.
  • Okuyucusu kadın olan müzik, insana zindelik kazandırmak amacıyla da dinlense hükmü nedir?
    5565 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Yabancı müzik gına ve haram türden olursa onu dinlemek caiz değildir. Haram müzik, eğlence meclislerinde yani günah işlenen meclislerde dinlenen müziktir. Fakihlere göre bu tür müzikleri dinlemek ister kadın sesiyle olsun ister erkek sesiyle, ister canlı olsun ister kasetten, ister başka şekillerde mutlak olarak haramdır. Günlük işlerde insanı ...
  • Tefsir-i bi-Rey ile entelektüelsel bir görüşten (güvenir (müvassak) haber-i vahit) yararlanarak yapılan tefsir arasında fark nedir?
    8448 Tefsir 2012/07/21
    Bazı ilimlerin Kur’anla irtibatı öyle bir şekildedir ki onlar olmaksızın Kur’an ayetlerini tefsir ve tahlil etmek imkansızdır. Sarf ilmi, nahiv ilmi, meani, beyan lügat vb. ilimler gibi. Dolayısıyla müfessir olan bir kimse Kur’anın daha iyi anlaşılması için etkili olan ilimlerde uzman olmalıdır. Kur’anı kerimde “am-has, mutlak-mukayet, nasih-mensuh” ...
  • Peygamberin sadece bir kızı vardı diye söylememiz “Ey Peygamber eşlerine, kızlarına ve… söyle” ayetiyle nasıl uyuşmaktadır?
    7345 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    İslam Peygamberinin Fatıma’dan başka bir kızının olup olmadığı hususu tarihsel bir konudur. Çok açık olduğu üzere tarihsel konuların kendine özgü bir metodu vardır ve bu meseleyi ispat veya ret etmek için de bir ayetin zahirine güvenilemez. Özellikle de dikkat ettiğimiz takdirde metodik olarak Kur’an’ın hitaplarında birçok ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7134 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...

En Çok Okunanlar