Gelişmiş Arama
Ziyaret
8840
Güncellenme Tarihi: 2008/11/09
Soru Özeti
İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Soru
Ömer’in mutayı yasaklamasından sonra, İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Kısa Cevap
Din adına bidat işleyen insanlar onu hiçbir şekilde terk etmeye hazır değildiler. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler, kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler ve sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Geçici evlilik hususunda, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir.
Ayrıntılı Cevap
Bildiğiniz gibi Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra hazineyi paylaştırmada Arap ile Acem arasında fark gözetmek, yolculukta oruç tutmak, abdestte ayakları yıkamak, mübarek Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kılmak, hac ve kadın mutasını haram kılmak gibi birçok bidat ortaya çıkmıştır. Bu bidatler zamanla halk arasında özellikle avam arasında sünnet olarak dile geldi, halk bunları din adıyla yapmaya başladı ve terk etmeye yanaşmadı. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler ve kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler.  Hz. Ali (a.s) oğlu Hasan’ı (a.s) onlara yolladı.[1] Onlar sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Oysaki onlar bunun bidat olduğunu ve Hz. Peygamberin (s.a.a)  bunu yasaklamış olduğunu biliyordular[2]; zira Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştu: “Ey insanlar Ramazan’ın akşam nafilesi bidattir. Ramazan ayında nafileyi cemaat ile kılmayın … az sünnet çok bidatten daha iyidir. Her bidat sapkınlıktır ve her sapkınlık da ateştedir.”[3] Hz. Ali (a.s) zahiri hilafete ulaştıktan sonra önceki halifeler döneminde yapılan bazı icraatları neden düzeltmediği hakkında şöyle buyurdu: “Eğer ben yapılan sapkınlıkları düzeltmek, gasp edilmiş mallar ve yağmalanmış hazineyi yerine aktarmak istersem ordumda bulunan asker bana kılıç çeker ve halk sünnet ve ilahi kitaba muhalif olarak amel edenin ben olduğumu düşünür; örneğin Ömer Ramazan ayında müstahap bir namazı haksız yere sünnet haline getirdi. Hâlbuki böyle bir sünnet yoktu. Ondan sonra ve benim hilafet dönemimde Ramazan ayında müstahap namazları cemaat ile kılmak için bize cemaat imamı atamak isteyen kimseler geldi. Ben onlara müstahap namazların cemaat ile kılınamayacağını söyledim ama kendileri giderayak “Ramazan elden gitti” diye bağırdılar…” Ömer döneminde kök salan yanlış sünnetlerden birisi de mutadır ki şimdilik bu yasağın kaldırılmasının ve hakkında oluşturulan menfiliğin giderilmesinin imkânı bulunmamaktadır.”[4] Elbette geçici evlilik bağlamında, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir. Örneğin, sahih bir hadiste nakledildiği üzere Hz. Ali’nin şöyle buyurmuştur: Hac mutası ve kadınlar mutasının helal olduğuna dair emir verirdim.[5]
 

[1] Allame Hilli, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, Ali Rıza, s. 298, Naşır Aşura, Meşhed, 1389 ş, çap-ı evvel.
[2] Keraceki, Ebu’l-FethKemere-i, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i Kenzu’l-Maarif-i Şia, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, c. 2, s. 303, Naşır: Çaphane-i Firdevsi, Tahran, çap-ı evvel, Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 70, çap-ı Daru’l-Kütüb-i İslamiye, Tahran, çap-ı çarom, 1365 ş, çap-ı evvel, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, s. 298.
[3] Kemere-i, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i el-Fevaid ve’t-Taaccub, c. 2, s. 303.
[4] Allame Meclisi, Biharü’l-Envar, heman, c. 43, s. 172.
[5] Kuleyni, Rovza-i Kafi, tercüme-i Kemere-i, c. 1, s. 105, Kitab Furuşi İslamiye, Tahran, 1383 k, çap-ı evvel; Alemu’l-Huda Horosani, Nehcü’l-Hitabe-Sohanan-i Peyamber (s.a.a) ve Emirü’l-Müminin (a.s), c. 2, s. 128, Naşır-i Kitabhane-i Sadr, Tahran, 1374 ş, çap-ı dovvom.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar