Gelişmiş Arama
Ziyaret
5901
Güncellenme Tarihi: 2011/09/13
Soru Özeti
Bir grup hata yapabilen insanın el yazımı olan tarih neden kabul edilmelidir?
Soru
Bir grup hata yapabilen insanın el yazımı olan tarih neden kabul edilmelidir?
Kısa Cevap

İnsan tarafından düzenlenip tedvin edildiğinden ve insan da hataya mürtekip olabileceğinden tarih kabul edilmemelidir diye ifade edilen istidlali kabul etmiyoruz; zira bu istidlal doğru olursa, tüm beşerî bilimler itibarını kaybedecek ve günümüz dünyasında da hiçbir habere güven duyulamayacaktır. Çünkü onların hepsi insanın mahsulüdür. Biz insanların doğruyu yanlıştan ve iyiyi kötüden ayırabilecek kabiliyette olduğuna ve bu kabiliyetle her ne kadar tarih insanın el yazımı olsa da geniş çaplı bir araştırma ve incelemeyle ve bu branşta uzmanlaşma suretiyle tarihsel muteber gerçekleri muteber olmayan olaylardan ayıklayabileceğine inanıyoruz.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzda bulunan eleştiri sadece tarih bilimine yöneltilmemektedir, bilakis tüm insanî bilimleri kapsamaktadır. Bu istidlal ile hiçbir bilim ve bilgiyi kabul etmemek gerekir ve bunun ardından üniversite ve eğitim kurumlarının kapanması ve de bilim öğrenme ve bilgi toplamanın durdurulması icap etmektedir. Kesinlikle siz böyle bir şey kastetmemektesiniz, ama muğlâklıkların bertaraf edilmesi için bu düzlemde karşı bir soru yöneltiyoruz: Şimdi kitlesel iletişim araçları tarafından günlük olaylar hakkında bize bildirilen haberlere güvenmeli miyiz yoksa güvenmemeli miyiz?! Eğer yanıtınız menfiyse, o halde toplumsal hayatımızı nasıl düzenleyecek ve bir örnek sıfatıyla kesin olarak belirlenmiş bir tarihte üniversite eleme sınavına nasıl katılacağız veya özel bir üniversiteye kabul edildiğimizden haberdar olduktan sonra oraya nasıl müracaat edecek ve kayıt yapacağız?! Yüzlerce başka örnek de buna dâhildir. Eğer böyle haberlere güvenmek gerektiğine inanıyorsanız, sorumuz şudur: Bütün bu haberlerin insanlar tarafından toplanıp yayıldığı gerçeğini göz önünde bulundurursak, bunlara güvenmek sizin sorunuzdaki istidlal ile bağdaşacak mıdır?! Belki de “biz muteber medya organlarından yayınlanan veya değişik kaynaklardan yayınlanması itibarı ile bizim için hiçbir şek ve şüphe bırakmayan haberlere güvenmekte ve aldığımız kararları sadece bu tür haber ve bilgilere dayandırmaktayız” diye söyleyeceksiniz. Eğer bu yöntemi seçerseniz tamamıyla mantıklı bir davranış sergilemiş olursunuz. Biz tarihsel konular hakkında da bu yöntemi kullanmak gerektiğine inanıyoruz. Biz ne tarihe ifrat eksenli bir bakışla bakmayı ve tarih kitaplarında nakledilen her şeyi hiçbir araştırma ve inceleme yapmaksızın kesin ve şüphe götürmez addederek kabullenmeyi ve ne de tefrit yoluna baş koymayı ve tüm tarihi hata yapabilen insanın ürünü olması hasebiyle kenara itmeyi ve mütevatir olarak nakledilen hadiseler de dâhil olmak üzere esasen tarihsel hiçbir vakıayı kabul etmemeyi benimsemiyoruz. Bilakis doğru yol, her tarihsel konuyu eleştirel bakışla incelemek, delillerin yeterli olması durumunda onu kabul etmek ve aksi takdirde söz konusu mevzua şüpheyle bakmak veya kâmilen ret etmektir. Yanı sıra, Müslüman hiçbir bilginin tarihi mutlak olarak ve yüzde yüz bir şekilde kabul etmek gerektiğine inanmadığını hatırlatmak da zaruret addetmektedir. Böyle olsaydı rical, biyografi, diraye ve kitap tanıma gibi ilimlerin onlar tarafından tedvin edilmesine gerek kalmaz, tarihsel meseleler ile ilgili bunca dikkatli tahlil ve incelemeler yapılmaz ve sadece tarih okunmayla yetinilir ve onda bulunan her şey hiçbir şek ve şüphe olmadan kabul edilirdi. Yüce Allah muhtelif yerlerde bizi geçmiş insanların eserlerini incelemeye davet etmekte, onları ibret dersi olarak bize tanıtmakta[1] ve deyim yerindeyse geçmişi geleceğin meşalesi olarak değerlendirmektedir. Günümüz insanı da bu gerçeği idrak etmiştir ve kesinlikle siz de dünya ülkelerinin çoğunda bulunan bilimsel departman ve üniversitelerde tarih okutulan yerlere rastlayacaksınız. Onların tümünün efsane ve hurafelerin peşinde olduklarına ve gerçekte yanlış yola saptıklarına inanmak mümkün değildir. Evet, aslı ve esası olmayan her konuyu tarihsel bir vakıa olarak kabul etmemeye dikkat göstermeliyiz. Ama tarihi eleştirmede ifrata kaçmak, ne dinsel öğretilerle bağdaşır ve ne de bugünkü akademik çevrelerce kabul edilir.                     



[1] Rum, 9; Fatır, 44; Ğagır, 21 ve 82; Muhammed, 10; Yusuf, 109 ve 111 ve … .

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Peygamberin şahsiyeti güç kazandığında değişmektedir?
    5793 Kur’anî İlimler 2011/04/12
    Her ne kadar bu iddiaya yönelik bir delil belirtilmemişse de her davranış değişikliğinin şahsiyet değişiminin göstergesi olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) değişik durumlarda içinde bulunduğu zaman, mekân ve konum gereği zahirde farklı davranışlarda bulunmuş olabilir, ama bunların hiçbirini onun şahsiyetindeki farklılığa isnat edemeyiz. Bunun birçok başka ...
  • Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
    8302 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5601 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    7977 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9183 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Acaba bireysel fıkıhta uzmanlık siyasal (hükümetsel) fıkıhta uzman olabilmek için gerekli mukaddime midir?
    5720 Düzenler 2015/05/21
    İslami fıkıh bir biriyle irtibatlı ve iç içe girmiş birçok bilimlerin bütündür ki onun her bir bölümünü bir diğerinden müstakil bir ada şeklinde dikkate alıp sadece bir bölümünde yetişip uzmanlaşmak mümkün değildir. Elbette doğal olarak şu imkân mevcuttur ki bazı dini düşünürler fıkhın has bir bölümünde yapmış ...
  • İmam Muhammed Cevat (a.s)’ın biyografisini açıklar mısınız?
    2469 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6464 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    10712 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...
  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    15901 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...

En Çok Okunanlar