Gelişmiş Arama
Ziyaret
6201
Güncellenme Tarihi: 2010/04/25
Soru Özeti
Ehlisünnet kardeşlerin hilafetin konumunu siyasal ve imametin konumunu ise dinsel bildikleri ve hidayet imamlarının imameti ile bir sorunları olmadığı hususuna nasıl cevap verilmelidir?
Soru
Ehlisünnet kardeşlerin hilafetin konumunu siyasal ve imametin konumunu ise dinsel bildikleri ve hidayet imamlarının imameti ile bir sorunları olmadığı hususuna nasıl cevap verilmelidir?
Kısa Cevap

Her ne kadar Ehlisünnet siyasal rehberlik için Ebu Bekir ve diğer halifelere başvurmuşlarsa da ve onlardan bir grup İmam Ali’yi (a.s) ilmi ve manevi rehberliğe layık görmüşseler de Şia açısından imamet ve hilafet arasında bir ayrışmaya gitmek doğru bir düşünce olamaz. Şia, imameti özel bir kavram sayar ve imametin nübüvvetin devamı olduğuna ve imamın peygamberin tüm görevlerini (vahiy almak dışında) taşıdığına inanır; yani Şia, peygamber için lazım olan her şeyin imam için de lazım olduğuna inanır. Bu esas uyarınca Hz Peygamber (s.a.a) için siyasal rehberliğin dinsel mercilikten ayrı kılınması nasıl doğru bir mantık değilse, imam için de böyle bir ayrışma doğru değildir.

Ayrıntılı Cevap

İlkönce şu hususun hatırlatılması gerekir: Her ne kadar Ehlisünnet siyasal rehberlik için Ebu Bekir ve diğer halifelere yönelmişseler de ve onlardan bir grup İmam Ali’yi (a.s) ilmi ve manevi olarak rehberliğe daha layık görmüşlerse de Şia açısından imamet ve hilafetin birbirinden ayırt edilmesi doğru bir düşünce olarak değerlendirilmez. Ehlisünnet basit bir açıklamayla siyasal rehberliğin manevi rehberlikten farklı olduğunu ileri sürmüştür; yani Ehlisünnet bu iki hususun birbirinden ayrı olduğuna ve imam Ali (a.s) gibi ilmi olarak diğer şahıslardan daha üstün olan bir kimsenin siyasal rehberliği üstlenmesinin zorunlu olmadığını belirtmişlerdir. Elbette Ehlisünnet, her ne kadar manevi ve ilmi yönlerden imam Ali’nin konumunu üstün bilse de Şia’nın İmam Ali ve diğer imamlar hakkında inanmış olduğu bir çok üstün manevi makamlara inanmaz. Masumiyet ve batıni makamlara inanmak bu hususlardan bazılarıdır. Elbette Ehlisünnete bağlı özel bir grup Hz Ali’nin (a.s) özellikle yüksek irfani makamlara sahip olduğuna inanmıştır. Lakin Şia’nın bakışında imametin özel bir mefhuma sahip olduğu bilinmelidir. Şia imametin nübüvvetin devamı olduğuna ve gerçekte imamın peygamberin tüm yönlerini (vahiy alma dışında) taşıdığına inanır. Şia şöyle der: Peygamber için lazım olan her şey imama da lazımdır; örneğin eğer Peygamberin (s.a.a) vazifesi Müslümanların işlerini ıslah etmekse imam da bu işleri ıslah etmelidir. Tüm yönleri ile hidayet işi Peygamberin yükümlülüğündedir ve bu anlamıyla peygamberin tüm boyutlarda masum olması gerekir. İmam da bu vazifeleri üstlendiği için imamın da masum olması gereklilik addeder. Böylece eğer Peygamberin dinsel meseleler gibi siyasal meselelere müdahale etmesi gerekiyor ve insanları yetkinliğe ulaştırması icap ediyorsa, Peygamberden sonraki imam için de bu husus gereklidir. Halk dinsel veya siyasi bütün bu alanlarda hidayete ihtiyaç duyar. Daha açık bir ifadeyle halk masuma sadece manevi meseleler alanında ihtiyaç duymaz. Aksine İslam toplumu ancak Müslüman önderin siyasal açıdan olarak da Müslümanlara en doğru yolu gösterebildiği zaman yaratılış hedeflerine ulaşabilir ve böyle bir şey ancak masum imamların masumiyeti ile gerçekleşebilir. O halde Müslümanların böyle bir rehberliğe ihtiyaç duyması Peygamberin zamanına özgü değildir ve beşeriyetin tüm yönlü ve doğru bir şekilde hidayete ermesi de Peygamberin zamanıyla sınırlı değildir. Siyasal ve dinsel tüm alanlarda en üstün olan bir kimse de mevcut idi. Bu açıklamayla bu alanların yöneticiliği daha aşağı merhalede bulunan bir insan tarafından üstlenilmesi tasavvur edilebilir mi? Şu noktayı hatırlatmak zorunludur: Doğru anlamıyla dinsel devlet, toplumu ilahi kanunlar esasınca idare eden, kabiliyetlerin gelişim altyapısını oluşturan, insanların yetkinliğe ulaşma imkânını icat eden, halk için üstün, salih ve liyakatli bir toplum hazırlayan ve ahlaki ve içtimai bozgunculuklarla mücadele eden devlettir. Kur’an’ın bakışında siyasal ve toplumsal meseleler ile ilgilenmek, toplumun işlerini ıslah etmek ve adilce ilişkiler tesis etmek nübüvvetin ve dinin temel öğretilerinin hedeflerindendir. Bazı ayetler de bu hususa tanıklık etmektedir.[1] Aynı şekilde maddi, manevi ve uhrevi tüm yönleriyle egemenlik, velayet ve önderliğin Allah, Peygamber ve Allah’ın özel velilerine özgü oluşu[2] ve imametin ispatı ve siyasal ve toplumsal önderliğin Hz Peygamber (s.a.a), imam ve onlar tarafından atanmış kimselere[3] has olması, dinin siyasetten ayrı olmadığının delillerindendir. Bu hususların açıklanmasıyla siyaset alanını diyanetten ayırmanın imkansız oluşu anlaşılmaktadır. Çünkü bu ayrılık imkânsızdır. Hem dinde ve hem de siyasette kendi zamanındaki insanların en yetkin ve salihi olan kimsenin Müslümanların işlerini üstlenmesi gerekir. Elbette hangi şahsın bu şartları taşıdığı kendi yerinde irdelenmiştir. Biz mevcut deliller esasınca masum imamların kendi zamanlarındaki en üstün şahıslar olarak kalmayıp yaratılışın seçkinleri olduğuna ve Allah’ın onları tüm yönlü olarak insanların hidayete ermesi için burhan ve delil kıldığına inanmaktayız. Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki yanıtlara müracaat edebilirsiniz. 

Soru: 7011 (Site: 7122).

Soru: 7622 (Site: 7710).

 


[1] (لَقَدْ أَرْسَلْنا رُسُلَنا بِالْبَيِّناتِ وَ أَنْزَلْنا مَعَهُمُ الْكِتابَ وَ الْمِيزانَ لِيَقُومَ النَّاسُ بِالْقِسْطِ وَ أَنْزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَ مَنافِعُ لِلنَّاسِ) Hadid Suresi, 25. ayet ve (وَ لَقَدْ بَعَثْنا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَسُولاً أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَ اجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ)    Nahl Suresi, 36. ayet.

[2] إِنَّما وَلِيُّكُمُ اللَّهُ وَ رَسُولُهُ وَ الَّذِينَ آمَنُوا الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَ يُؤْتُونَ الزَّكاةَ وَ هُمْ راكِعُونَ  Maide Suresi, 55. ayet.

[3] (إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الْأَماناتِ إِلي‏ أَهْلِها وَ إِذا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ أَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ...) Nisa Suresi, 58. ayet.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    6521 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    15839 Teorik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Mürmenliler (Murmen dinsel fırkası) ehli kitap mıdır?
    5532 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    1. Hıristiyanlığın birçok fırkası vardır ve Amerika’da bulunan çok meşhur bu fırkalardan birisi de Murmen adındaki gruptur. Bu grup, Jozef Smit adında bir ferdin önderliğinde 1820 yıllarında kurtarıcılık faaliyet ve tebliğine başladı. Jozef Smit, 1830 yılında yazdığı “Murmen” kitabında şöyle bir iddiada bulundu: Amerika kıtasını bulan Kıristof Kolom, Amerika’nın ...
  • İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir?
    7793 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmamın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Fereci beklemek ise Kur’an’ın, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) bütün emirlerine amel etmektir. ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10376 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
    6350 Teorik İrfan 2009/08/20
    İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:1.             İnsanla karşılaştırılmaz.
  • Okuyucusu kadın olan müzik, insana zindelik kazandırmak amacıyla da dinlense hükmü nedir?
    5565 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Yabancı müzik gına ve haram türden olursa onu dinlemek caiz değildir. Haram müzik, eğlence meclislerinde yani günah işlenen meclislerde dinlenen müziktir. Fakihlere göre bu tür müzikleri dinlemek ister kadın sesiyle olsun ister erkek sesiyle, ister canlı olsun ister kasetten, ister başka şekillerde mutlak olarak haramdır. Günlük işlerde insanı ...
  • Tefsir-i bi-Rey ile entelektüelsel bir görüşten (güvenir (müvassak) haber-i vahit) yararlanarak yapılan tefsir arasında fark nedir?
    8448 Tefsir 2012/07/21
    Bazı ilimlerin Kur’anla irtibatı öyle bir şekildedir ki onlar olmaksızın Kur’an ayetlerini tefsir ve tahlil etmek imkansızdır. Sarf ilmi, nahiv ilmi, meani, beyan lügat vb. ilimler gibi. Dolayısıyla müfessir olan bir kimse Kur’anın daha iyi anlaşılması için etkili olan ilimlerde uzman olmalıdır. Kur’anı kerimde “am-has, mutlak-mukayet, nasih-mensuh” ...
  • Peygamberin sadece bir kızı vardı diye söylememiz “Ey Peygamber eşlerine, kızlarına ve… söyle” ayetiyle nasıl uyuşmaktadır?
    7345 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    İslam Peygamberinin Fatıma’dan başka bir kızının olup olmadığı hususu tarihsel bir konudur. Çok açık olduğu üzere tarihsel konuların kendine özgü bir metodu vardır ve bu meseleyi ispat veya ret etmek için de bir ayetin zahirine güvenilemez. Özellikle de dikkat ettiğimiz takdirde metodik olarak Kur’an’ın hitaplarında birçok ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7134 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...

En Çok Okunanlar