Gelişmiş Arama
Ziyaret
8547
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
Kuranı kerim mucize olduğunun boyutları nelerdir? Ve neden nehcü'l-balaga mucize değildir?
Soru
Eskiden günümüz dünyasına kadar birçok değerli kitap telif edilmiş, Kuranı kerim hangi boyutlara sahiptir ki mucizedir ama örneğin Nehcü'l-balaga mucize değildir?
Kısa Cevap

Kuranı kerim bazı özellik ve niteliklere haizdir ki diğer kitaplar bu özellik ve niteliklere sahip değildir. Eğer Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmuş olsaydı oda mucize olacaktı. Ancak Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmadığı için kuranı kerim gibi olamaz.[1]

Kuranı kerimi mucize eden boyut ve yönler çoktur. Bu bağlamda birçok kitap ve makale yazılmış. Bu boyut ve yönlerin bir kısmı hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: nemaye: "icazi kuran, sual no: 69, (sayt: 310)"; "nemaye: vahyani buden kuran, sual no: 67 (sayt 308)"; "nemeye: ademi tahrifi kuran, sual no: 3213 (sayt: 3938)".

Her halükarda nehcü'l-balaga Hz. Aliye ait olan sözler ve hutbelerin bir kısmını içeren bir kitaptır ki Seyit Rezi tarafından telif edilmiştir. Bu kitap birçok ayrıcalıklara ve özelliklere haizdir. Fesahat ve balagat özellikleri bunlardan ikisidir. Bu kitap genel, kapsamlı günümüzün tabiriyle kaç yönlü ve… boyutludur.

Bu özellik ve ayrıcalıklardan her birisi Hz. Ali'ye (a.s.) ait olan bu kelimeleri yüce bir konuma ve makamda yüceltmeleri için kafidir. Bu özellik ve niteliklerin bir arada toplanması ve iç içe girmeleri, farklı ve değişik yerlerde ve meydanlarda bu sözlerin ifade edilmesi, bazen Hz. Ali'nin (a.s.) bu sözlerinin içermiş oldukları fesahat ve belagat onları icaz merhalesine çıkarıp yerleştirebiliyor. Ama bununla birlikte bu sözler yücelik ve yükseklik bakımından yaratıcının kelamı olan kuranı kerime kavuşamıyor. Hz. Ali'ye (a.s.) ait olan kelam yaratıcı ile yaratılanların arasında bir yerde yer almış. Bu nedenle Hz. Ali'nin (a.s.) kelamı hakkında şöyle denilmiş: "fevke kelami'l - mahluk ve tahte kelamil Halik = yaratılanlara ait olan kelamın fevkinde yaratana ait olan kelamın aşağısındadır".[2] Yani belagat, fesahat ve kaç yönlü olmasından ötürü bütün düşünürlerin ve söz sahibi olan bilgelerin sözünün fevkindedir. Ama Allahın kelamı olan kuranı kerime oranla aşağılardadır. Buna binaen bu yönler ve boyutlara sahip olduğundan ötürü imam Ali'nin (a.s.) mucizesidir. Ama nübüvvet mucizesi değildir. Hiç kimse hakkında böyleli bir iddida bulunmamıştır. Zira mucizenin iki temel özelliği vardır. Birincisi; başkalarının onun benzerini getirmekten aciz kalmaları, ikincisi; getiren kişi onu ortaya koyarken onunla nübüvvet iddiasında bulunması gerekir. Buna binaen her ne kadar nehcü'l-balaga icazsal birçok boyuta sahip ise de ama yaratılmış bir kimsenin kelamıdır. Hiçbir zaman kuranı kerimin konumuna yetişemez ve terimsel anlamda mucize olamza. Kuran gibi Allah'a insanları davet eden mucize olamaz.

Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için "der sahili nehcü'l-belaga (nehcülbalaga ez nigahı endişmendan)" adlı esere müracaat edebilirsiniz.       



[1] Bu bağlamda söz sahibi düşünürlerden daha farklı görüşler açıklanmıştır. Bilgi edinmek için bkz: "nigah bı nezeriyei nuv der icaz kuran".

[2] MUTAHARİ, Murtaza, "mecmuei asar şehid mutahari", c. 14, "seyri der nehcülbalaga",s. 358.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar