Gelişmiş Arama
Ziyaret
6679
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Müminlerin emiri (a.s.) ile ilişkin gerçekleşecek olaylar ve zulümler hakkında peygamber’in (s.a.a) verdiği haberlerin rivayi kaynaklar hagileridir?
Soru
Allah Resulü’nün (s.a.a), gelecekte Emirül-müminin’e (s.a) zulmedileceğini bildiren rivayetleri arıyorum. Örneğin, Allah Resulü Emirülmümin (s.a) ile ilişkin üç savaşın da gerçekleşeceğini ön gördüğünü defalarca işitmişiz. Veya Hudeybiye barışı esnasında “Bir gün seninde ismin temize çıkacaktır” şeklinde buyurmuş” vb. Bu haberlerin yer aldığı kitap ve kaynakların adresini verir misiniz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hadis ve tarih kitaplarında Peygamber Ekrem (s.a.a), gelecekte (Hz. Ali zamanında) bir takım hadiselerin patlak vereceğini bildirdiği rivayetler mevcuttur. Burada bu rivayetlerin bazılarına işaret edeceğiz:

1. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) Hudeybiye barışı esnasında verdiği haber: Barış antlaşması kararlaştırıldıktan sonra, Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)’in dilinden antlaşma metnini yazıyordu. Kureyş’in temsilcisi, antlaşma metninin yukarısına yazılan “Bismillahirrahmanirrahim” cümlesine ve Peygamber (s.a.a)’in isminden sonra “Resulullah” unvanına itiraz etti ve müzakere bu konu etrafında uzadıkça uzadı. Sonunda Allah Resulü, bu antlaşmanın maslahatlarını temel alarak, Ali (a.s)’ye “Resulullah” unvanının silinmesini buyurarak şöyle dedi: “Senin içinde böyle bir gün gelecek ve kaçınılmaz olarak sende böyle bir şeyi kabul edeceksin”.[1] Geleceğe dair bu haber, Sıffin savaşında, hakemiyet olayında Muaviye’nin ısrarı ile Ali (a.s)’nin isminin sonunda yer alan “Emirilmüminin” unvanının silinmesiyle gerçeklik kazandı.[2]

2. Bir rivayette Peygamber (s.a.a), kendi eşi Ümmi Seleme’ye hitap ederek, Ali (a.s)’ye muhalefet eden ve onunla savaşanların isimlerini şöyle tanıtır: “Ey Ümmü Seleme! Allah’a andolsun ki bu Ali benden sonra Kasitin (zalimler), Nakisin (ahdini bozanlar) ve Marikinlerle (dinden çıkanlar) savaşacaktır.”[3]

Başka bir rivayette Peygamber (s.a.a) söz konusu bu isimler hakkında daha fazla açıklamada bulunup, eşi Ümmi Seleme’nin “Muhalif olan bu üç gurup kimlerdir?” sorusuna cevaben şöyle buyururlar: “Nakisin, Aliye Medine’de biat edip Basra’da biatlerini bozanlardır; Kasitin, Şam’da Muaviye ve onun ashabıdır; Marikin ise Nehrevan ashabıdır.”[4]

Ammar Yasir ve Ebu Eyüp Ensari’den de benzeri anlamdaki rivayetlerin nakledildiği bildirilmiştir.[5]

3. Peygamber (s.a.a) özel bir surette ve açıkça, Muaviye’nin hâkimiyeti ve onun Allah Resulü’nün (s.a.a) minberine oturma konusunda uyarıda bulunmuş ve böyle olması durumunda kendi ümmetinden onu öldürmelerini istemiştir.[6]

4. Peygamber Ekrem (s.a.a) savaş ganimetlerini paylaştırırken, yeni Müslüman olan Müşriklere teşvik amacıyla kendilerine düşen sehimlerinden daha fazlasını verdi. Efendimizin bu tutumuna, Haricilerin kurucularından olan “Herkus” itiraz ederek Onu (s.a.a.) adaletsizlikle suçladı. Efendimiz ona cevaben şöyle buyurdular: “Eğer adalet benim yanımda değilse nerdedir?” Efendimizin uyarısı önemli noktadır zira şöyle buyururlar: “Onun, dini işlerde cahilane taassup ve ifratçı takipçileri olacaktır. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır.”[7] Efendimizin bu buyrukları Havaricilerde tahakkuk buldu.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:

1. Meclisi, Muhammed Bakır, “Bihar’ul-Envar”, c. 20

2. Abdül Hüseyin Ahmet, “el-Ğadir”, c. 3

3. Şeyh Tusi, “el-emali

4. “Tarihi Yakubi”, c. 2

5. “Sahihi Buhari”, c. 3

6. “Sahihi Müslim, c. 2

7. İbni Esir, “el-Kamil fi’t-Tarih”, c. 3

8. Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1



[1] Meclisi, MUHAMMED BAKIR, “Bihar’ul-Envar”, Beyrut: Müseseseyi Vefa, c. 20, s. 334 - 350; Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1, s. 275 ve 287.

[2] İbni Vazıh Yakubi, AHMET EBİ YAKUP, “Tarihi Yakubi” Necef: “el-Mektebetu’l-Haydariye”, c. 2, s. 179; İbni Esir, Ebul Hasal Ali b. Abdulvahit, “el-Kamil fit tarih”, Beyrut: Daru Sadra, c. 3, s. 32.

[3] İbni Asakir, “Tarihi Dımışk”, Beyrut: c. 42, s. 470; el-Hafız ebul-feda İsmail b. Kesir ed-Dımışki, el-Bidaye ve’n-Nihaye, Daru ihya’ut-turas’il Arabi, c. 7, s. 306; Erbili Ali b. İsa, Keşf’ul ğumme, Tahran: Dar’ul-kutubü’l İslamiye, c. 1, s. 126; Allame Emini, el-Ğadir, Tahran: Dar’ul Kutübu’l-İslamiye, c. 3, s. 188.

[4] Şeyh Tusi, el-Emali, s. 425 ve 464; Tabersi, Ahmet b. Ali, İhticac, Dar’un-Nu’man, c. 1, s. 462; Meani’l ahbar, s. 204.

[5] Tarihi Dımışk”, c. 42, s. 472.

[6] Tarihi Dımışk, c. 59, s. 157.

[7] El-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İslmail, Sahihi Buhari, Beyrut: Dar’ul Marife, c. 3, s. 1321; el-Kuşeyri Nişaburi, Müslim b. Haccac, Sahihi Müslim, Beyrut: “Dar’ul Kitab el-Arabi, c. 2, s. 774.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar