Gelişmiş Arama
Ziyaret
22405
Güncellenme Tarihi: 2009/07/08
Soru Özeti
Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
Soru
Kadınla erkek hangi durumda eşit payda miras alabilirler? Eğer bir toplumda, çalışan kadın sayısı erkekten çok olursa kadınla erkeğin mirası eşit mi olur?
Kısa Cevap

Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları

 

Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi için İslam, kadınların evinin dışında çalışmasını teşvik etmemiştir. İslam ailenin geçimini sağlamak görevini erkeğe yüklemiştir. Fakat bu söylediklerimiz hükmün illeti (nedeni) değil, hikmetidir.

Ayrıntılı Cevap

Genel olarak iki yerde kadınla erkeğin mirası eşit miktarda olabilir:

 

a) Anne ve baba bir çok yerde ölen çocuğundan eşit miktarda pay alabilir.[1] Eşit alamayacakları yerler ise şunlardır:

 

1- Ölenin anne ve babasından başka mirasçısı yoksa mal üç kısma ayrılır ve iki kısmı babaya, geriye kalan bir kısmı da anneye verilir. Ama eğer ölenin iki erkek kardeşi veya dört kız kardeşi ya da bir erkek kardeşi ve iki kız kardeşi olursa ve bunların hepsi ölenle aynı babadan olsalar -anneleri ister bir olsun, ister farklı- anne ve baba olduğu sürece (kardeş ve bacı) miras alamazlar. Ama onların olmasından dolayı anne malın altıda birini, geri kalanını da baba alır.[2]

 

2- Eğer ölenin yalnızca anne, baba ve bir kızı varsa, öte yandan ölenin aynı babadan iki erkek kardeş veya dört kız kardeşi ya da bir erkek kardeşi ve iki kız kardeşi varsa miras altı kısma bölünür, anne ve babadan her biri bir kısmını, kızı üç kısmını alır, geriye kalan bir kısım ise dörde bölünür, bir kısmı babaya, üç kısmı da kıza verilir. Örneğin ölenin malını 24 kısma bölünse, 15 kısmı kızın, 5 kısmı babanın, 4 kısmı da annenindir.[3]

 

b) Kadın ve erkek, ölenin anne tarafından akrabaları ise eşit miktarda pay alırlar. Bununda çeşitli şekilleri vardır, örneğin:

 

1- Anne tarafından olan erkek ve kız kardeş[4]

2- Anne tarafından erkek ve kız kardeşinin çocukları[5]

3-Anne tarafından amca ve hala[6]

4- Dayı ve teyze (anne veya baba tarafından ya da baba ve anne tarafından)[7]

 

Son iki şekilde vacip ihtiyata göre mirasın bölümünde birbirleriyle anlaşma yapmalıdırlar.[8]

 

Sorunuzun, “çalışan kadın sayısı erkeklerden fazla olduğu yerlerde kadınla erkeğin eşit oranlarda miras alacağı” bölümünden neyi kastettiğiniz fazla belli değil. Eğer kastınız onların kendilerine ait bir gelirleri olduğu ve ailenin geçimini üstlenmedikleri halde nasıl erkekle eşit oranda miras alabilirler? ise cevap şudur:

 

1- Eşit oranların olduğu yerler azdır.

2- Kadın ve erkeğin bazı yerlerde mirastan eşit miktarda pay almaları İslamın eksikliğine değil aksine onun kamil bir din olduğunu göstermektedir. Bu şekilde kadınlar, asıl vazifeleri olan çocukların terbiyesiyle rahatlıkla meşgul olacaklar.

 

Eğer kastınız, bu durumda kadınlar erkeklerle eşit şartlarda olduğu, onlarında evin geçimine katkı sağladığı ve onlar olmazsa aile büyük bir zarar görecekse neden eşit oranlarda mirastan pay alamasınlar? ise cevap şudur: İslama göre kadın ahlaki ve dini kurallara uyduğu sürece dışarıda çalışmasının bir sakıncası yoktur, ancak İslam toplumda ki önemli ve esasi meselelerden dolayı kadının evde olmaya, evin işleri ve sorunlarıyla ilgilenmeye teşvik etmiştir.[9] Zira ev işleriyle uğraşmak kadının hem duygu ve hislerine uygundur, hem de toplumun daha iyi bir geleceğe sahip olmasına yardımcı olmaktadır. Gelecek, bugün aile ortamında yetişip eğitilen küçüklerindir. Kadınların toplumdaki rolü çok önemlidir. Yani toplumun eğitim ve hazırlığının temeli kadınlar tarafından atılmaktadır. Bu hassas rolün yerine getirilebilmesi için onlardan dışarıda ki işler istenmemiştir. Bu yüzden ailenin geçimini sağlamak erkeklere verilmiştir. Doğal olarak böyle bir durumda erkeğin payı da fazla olacaktır.[10] Son olarak diyoruz ki, İslamın çeşitli hükümlerini yan yana getirdiğimizde, kadının mirastaki payının erkeğinkinin yarısı olması veya bazı yerlerde eşit olması bir hikmet üzerine olduğunu göreceğiz.

 

Kadının mirasta ki hakkı erkeğin hakkının yarısı olarak verilmiş ise eğer, ailenin geçimini sağlamak görevi de kadınlardan kaldırılmıştır. Bazı yerlerde miras kadınla erkeğin arasında eşit şekilde bölüştürülüyorsa kadını annelik görevine teşvik etmek gibi nedenlerden dolayıdır.

 

Buraya kadar söylediklerimiz neden değil hikmettir. Yani kadınla erkeğin mirasının eşit olmamasının nedeni yalnızca ailenin geçimini sağlamaktan dolayı değil ki bu neden ortadan kalkınca hükümde değişsin ve kadının hakkı erkeğinkiyle eşit olsun.



[1] - Tevzih-ul Mesail-i Meraci, c.2, Mesele: 2734, 2735, 2736, 2737, 2738

[2] - a.k. Mesele:2732

[3] - a.k. Mesele:2733

[4] - a.k. Mesele:2743, 2744, 2745

[5] - a.k. Mesele:2749

[6] - a.k. Mesele:2757

[7] - a.k. Mesele:2759

[8] - a.k. Mesele:2757-2759

[9] - Bu konuya örnek olarak şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: Allah Resulü (s.a.a) Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma (s.a) 'nın arasında işleri bölüştürdüğünde şöyle buyurdu: “Evin işleri Zehra'nın üzerine, dışarıda ki işlerde Ali' nin üzerinedir.” Hz. Fatıma (s.a) böyle bir taksimi görünce şöyle buyurdu: “Böyle bir taksime ne kadar sevindiğimi ancak Allah bilir.” Bihar-ul Envar. c.34, s. 31 ve 81; Vesail-uş Şia, c.14, s.123; Tefsir-ul Burhan, c.1, s.282

[10] - Daha fazla bilgi için bkz: İslami Fıkıhta Kadın ve Erkeğin Miraslarının Farklı Oluşu, 116. soru, (site: 2207)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar