Gelişmiş Arama
Ziyaret
12118
Güncellenme Tarihi: 2009/11/16
Soru Özeti
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Soru
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Kısa Cevap

Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ve yüzlerinin derisi sürekli onarılabilinir durumda olacaktır. Bu nedenle cehennemliklerin yüzü öyle bir niteliğe sahiptir ki arkadaşları ve tanıdıkları tarafından tanınıyor. Bu arkadaş ve tanıdıkları ister onlarla birlikte cehennemde olsunlar ister ebedi cennette girmiş olanlar olsunlar.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an ayetlerini dikkate aldığımızda cehennem ehlinin bazı özellikler ve niteliklere sahip olduğunu öğrenebiliriz. Yüzünün nasıl olduğu bağlamında dakik bilgiler veremezsek bile bu özelliklere dikkatle uzaktan durumlarının nasıl olduğu bağlamında bazı tahminlerde bulunabiliriz. Bu özelliklerden bazıları şöyledir:

  1. Cehennemliklerinin yüzleri olmak üzere tüm bedenleri cehennem ateşini tutuşturan ve alevlendiren odunlardır. Kur’an’ın bazı ayetlerince cehennem ateşinin ilk maddesi veya cehennem ateşinin odunları taşlar ve oranın sakini olan cehennem ehlinden oluşmaktadır.[1]
  2. Cehennem ehli ateşten biçilmiş giysilere sahiptirler ki bedenlerinin tamamını kapatmıştır. Bunun yanı sıra başları ve yüzlerinin üzerine eritilmiş çok sıcak olan maddeler dökülür.[2]  
  3. Cehennemliklerin ateşte yanan yüzleri ateşe uyum sağlamış dolayısıyla ateşten zarar görmez şeklinde bir anlayış zihinlere gelmemelidir. Zira Kur’an tabirince ateş yüzlerini sardıktan sonra onlar “kalih” olacaklardır.[3] Müfessirlerin çoğu “kalih” olmalarını şöyle tefsir etmişlerdir: Alevlerin yüzlerinde bırakmış olduğu eser neticesinde yüzlerindeki deriler kırışarak üst üste çekilmiş şeklindedir. Öyle ki dudakları bir birinden uzak ve açık şekilde kalmış durumdadır.[4]  Keza alınları, yanları ve sırtları yemiş oldukları haram (haram kazanç ve hakkı malında olup vermemiş) mal dolayısıyla dağlanacak ve eserleri çehreleri üzerinde bakı kalacaktır.[5]
  4. Bütün bunlara rağmen cehennemdekilerin fizyolojik bedeni dünyadaki beden gibi değildir ki bir sefer yanmakla yok olup bitsin. Bilakis asırlarca cehennemde kalsa ve bedenini parça parça edecek değişik cezalarla cezalandırılsa[6] bile bedenlerinin sahip olduğu asıl kalıp aradan yok olup onları ölüme götürmez.[7] Cehennemlikler içinde bulundukları bu çetin durumdan dolayı sıkıntıya gelirler. Bazen ölümü temenni ederler[8] ve bazen de dünyaya döndürülüp Salih amel işleyerek bu durumdan kurtulmak isterler ama onların bu isteklerine muvafakat yapılmayacaktır.

Bu bağlamda bedenlerinin derisi ve çehreleri Allahın kudretiyle onarılabilinir, dolayısıyla atış içinde yandığı halde azabının daimi olmasını sağlamak için[9] sürekli önceki haletine dönecektir. Eskilerde ciltlerin yeniden onarma konusunun anlaşılması zor olabilirdi ama günümüz dünyasında bilimin gelişmesiyle hasar görmüş olan ciltleri onarmak için keşfetmiş oldukları maddelerin ortaya çıkmasıyla kolaylaşmıştır. Zira Allahın gücü insanların gücünden daha sınırlı olduğunu kabul etmek mümin bir kimse için doğru olamaz.

  1. Bu nedenle cehennemliklerin çehresi arkadaşları ve tanıdıkları tarafından teşhis edilebilinir durumdadır. Öyle ki birbiriyle diyaloga geçebilirler.[10]    Cehennemliklerin zihniyetlerinde şerli bilinen bazı cennete gidip mutlu olan kimseleri kendi yanlarında bulamadığından dolayı hayrette kalırlar.[11] Hatta Kur’an’ın açık ifadesine göre cennetlikler de cehenneme bakarak eski arkadaşlarının oradaki durumunu müşahede eder[12] ve onlarla diyaloga geçebilirler.[13]  

Elbette rivayetler şunu açıklamaktadırlar ki suçlular işlemiş oldukları suça münasip bir çehre ile ahirete adımlarını atarlar. Büyüklük taslayanlar tahkir edilmiş bedenleri bir karınca gibi küçültülmüş haliyle haşır olunurlar.[14] Ayni rivayetlerde açık bir şekilde dile getirilmiştir ki onların bu durumu cennetlik veya cehennemlik bağlamında konumları belirleninceye kadar devam edecektir.[15] Bizim yapmış olduğumuz araştırma miktarınca cehennemliklilerin çehrelerinin nasıl olacağını açık bir şekilde açıklayan rivayetler bulunmamaktadır ama her halükarda bu durumu açık ve net bir şekilde açıklayan rivayetleri bulduğumuzda sizinle paylaşacağız.

Sonuç itibarıyla merhametli rabbimizden cehennemin azabından bizi muaf tutarak bizi ve sizi rahmetinin gölgesinde yerleştirmesini temenni ediyoruz.

 


[1]Yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının”, (Bakara, 24; Tahrim, 6; Ali İmran, 10).

[2]İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür” (Hac, 19).

[3]Telfehu vücuhehümün naru ve hüm fiha kalihun” yani “Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar”, (Müminün, 104).

[4] MEKARIM-İ ŞİRAZİ, “Tefsir-i Nümüne”, Tahran: Daru’l – Kutubu’l – İslamiye, 1374, hicri şemsi, c. 14, s. 330.

[5]O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım, biriktirip sakladıklarınızı!” denilecek”, (Tevbe, 35).

[6]Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?”, (Muhammed, 15).

[7]İnkâr edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız”, (Fatır, 36).

[8] “(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der”, (zuhruf, 77).

[9]Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir”, (Nisa, 56).

[10]İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır, İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin, O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır, Kendi aralarında şöyle derler:) “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir. O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır. (Sad, 55-61).

[11]Yine şöyle derler: “Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?”, (Sad, 62).

[12]İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı, Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi, Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür”, (saffat, 51 – 55).

[13]Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?. Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksula yedirmezdik, Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık, Ceza gününü de yalanlıyorduk, Nihayet ölüm bize gelip çattı”, (müdessir, 40 – 47).

[14] HUR AMULİ, Muhammed b. El- Hüseyin, “Vesailu’ş – Şia”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1409, kameri, c. 15, s. 378,  hadis no: 20795.

[15] Şeyh Saduk, “sevabu’l – Amal”, Kum: intişarat-i Şerif Rezi, 1364, hicri şemsi, c. 1, s. 280.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar