Gelişmiş Arama
Ziyaret
76156
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir?
Soru
Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir? Babası putperest miydi? Her peygamber temiz bir nesilden mi olmalıdır?
Kısa Cevap

Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:

1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm

2. Tüm peygamberler ile ilgili bölüm

Birinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:

1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve isminin de Azer olduğu görüşündedir.

2. Ehli Sünnet’e mensup diğer bir grup ve tüm Şiiler hiçbir peygamberin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in baba, anne ve atalarının müşrik ve putperest olmadığına, onların tümünün Allah’a inandığına ve Hz. İbrahim’in babasının adının da Tareh olduğuna inanmaktadırlar.

Kur’an’ın dört ayetinde Azer’den “eb” olarak söz edilmiştir. Ama bu ayetlerdeki işaret edeceğimiz bir takım delil ve karineler esasınca burada “eb”’den maksadın baba olmadığı ve Hz. İbrahim’in amcasının kastedildiği aydınlanacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) nakledilen rivayetler esasınca kendisinin Hz. Âdem’e dek tüm ataları muvahhittir. İslam Peygamberi (s.a.a) bu hususta şöyle buyurmaktadır: Sürekli temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettim. Mezkûr hadis uyarınca Hz. İbrahim’in babası müşrik olamaz. Bu yüzden bu ayetlerdeki “eb” kelimesinin anlamı baba dışında (amca veya eşin babası gibi) başka anlamlarla yorumlanmalıdır. Bir başka ayette “eb-baba” kelimesi ata, amca ve gerçek baba için kullanılmıştır. Bu yüzden eğer Kur’an’da kendisi için “eb” tabiri kullanılan Azer’in Hz. İbrahim’in amcası olduğu tezi ileri öne sürülürse, Kur’an’ın terminolojik yapısı açısından bu husus delilsiz değildir. Bizim rivayetlerimiz Hz. İbrahim’in gerçek babasının “Tereh” olduğunu bildirmekte ve Tevrat da bunu onaylamaktadır. Ama her peygamber temiz bir nesilden gelmeli midir? Rivayetlerde Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Benim hiçbir babam ve annem zinayla birbirleriyle ilişkiye girmemişlerdir. Her ne kadar bu rivayet sadece İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun atalarını kapsasa da tüm peygamberlerin anne ve babalarının temiz olmasının ölçü ve miyarı görünüşte bir olduğuna göre, genelleme yaparak bu hükmü diğer peygamberlere de uyarlayabiliriz.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:

1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm

2. Tüm peygamberler ile ilgili bölüm

Birinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:

1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve isminin de Azer olduğu görüşündedir.

2. Ehli Sünnet’e mensup diğer bir grup ve tüm Şiiler hiçbir peygamberin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in baba, anne ve atalarının müşrik ve putperest olmadığına, onların tümünün Allah’a inandığına ve Hz. İbrahim’in babasının adının da Tareh olduğuna inanmaktadırlar.

Bu ihtilafın kaynağı Kur’an’da bu husustaki ayetler olabilir; zira Kur’an’da Azer adındaki bir şahıs için genelde (karine olmadan) baba anlamında kullanılan eb tabiri geçmiştir. Bu yüzden bu ayetleri beyan etmek ve ardından da onları inceleyerek ve tahlil ederek sorunun cevabına değinmek gerekmektedir. Kur’an’ın dört ayetinde Azer için eb tabiri kullanılmıştır:

A. “İbrahim’in, babası (amcası) için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.”[1]

B. “Hani İbrahim, babası (amcası) Azer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti.”[2]

C. “Hani İbrahim, babasına (amcasına) ve kavmine şöyle demişti: Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.”[3]

D. “Yalnız İbrahim’in, babasına (amcasına), senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez sözü başka.”[4]

Birinci ayette Allah Hz. İbrahim’in kendisinden uzak olduğunu ilan ettiği babasını kendi düşmanı olarak tanıtmaktadır. İkinci ayette Azer’i açık bir sapıklık içinde gördüğü Hz. İbrahim’den nakledilmektedir. Üçüncü ayette Hz. İbrahim ben sizin taptıklarınızdan uzağım diye buyurmaktadır. Dördüncü ayette ise Azer’e kendisi için istiğfar dileyeceğini belirtmektedir (söz vermektedir) ama bu konuyla ilgili birinci ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı.

Eb’den Kastedilen Mana

Aşağıda beyan edeceğimiz bir takım delil ve karineler esasınca burada “eb”’den maksadın baba olmadığı, bilakis Hz. İbrahim’in amcasının kastedilmiş olduğu aydınlanacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) Şii ve Sünni kanalıyla nakledilen rivayetler esasınca kendisinin Hz. Âdem’e dek tüm ataları muvahhittir.[5] Şii ve Sünni haberciler Hz. Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"لم أزل أنقل من أصلاب الطاهرین إلی أرحام المطهرات"

Sürekli temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettim.[6] Diğer bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır:  

"لم یزل ینقلنى اللَّه من اصلاب الطاهرین الى ارحام المطهرات حتى اخرجنى فى عالمکم هذا لم یدنسنى بدنس الجاهلیة" 

Allah sürekli beni temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettirdi ve asla beni cahiliyet devrinin pislikleriyle kirletmedi.[7] Çok açık olduğu üzere İslam Peygamberi (s.a.a) Hz. İsmail ve Hz. İbrahim’in neslinden olması hasebiyle, doğal olarak Hz. İbrahim’in babası Peygamberimizin atası sayılmaktadır ve belirtilen hadis uyarınca müşrik olması mümkün değildir. Bu yüzden bu ayet-i şerifte “eb”’in manası “baba” olamaz. Arapların genelde kullandığı (amca, eşin babası gibi) başka bir anlamla yorumlanmalıdır.

2. Yüce Allah Kur’an’da İsmail’i Hz. Yakub’un amcası olmasına rağmen onun babası olarak tanıtmaktadır. “Yoksa siz Yakub’un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, Benden sonra kime ibadet edeceksiniz? dediği, onların da, “Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş Müslümanlarız.” dedikleri zaman orada hazır mı bulunuyordunuz?”[8] Bu ayette “eb-baba” kelimesi ata, amca ve gerçek baba için kullanılmıştır. Bu yüzden eğer Kur’an’da kendisi için “eb” tabiri kullanılan Azer’in Hz. İbrahim’in amcası olduğu tezi ileri öne sürülürse, Kur’an’ın terminolojik yapısı açısından bu husus delilsiz değildir.

3. Hz. İbrahim’in (a.s) gerçek babası Azer dışında başka bir şahıstı. Ama Kur’an ondan bahsetmemiştir. Sadece rivayetlerimizde onun ismini “Tareh” olarak bildirmiş ve Tevrat da bunu onaylamıştır.[9] Hz. Peygamberin (s.a.a) değerli eşi Ümmü Seleme şöyle demektedir: Ben Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum:

"...عدنان هوأد بن أدد بن الیسع بن الهمیسع بن سلامان بن نبت بن حمل بن قیدار بن إسماعیل بن إبراهیم (ع) بن تارخ بن تاخور بن ساروخ بن أرعواء بن فالغ بن عابر و هو هودع بن شالخ بن أرفخشد بن سام بن نوح (ع) بن لمک بن متوشلخ بن أخنوخ و یقال أخنوخ و هو إدریس بن یارد بن مهلائیل بن قینان بن أنوش بن شیث بن آدم (ع) أبی البشر"[10] 

Buna göre, İbrahim’in babası Tareh’tir ve Azer onun amcasıdır.[11] Şüphesiz müşrikler ve putperestler Allah’ın düşmanı sayılırlar ve Allah’ın düşmanlarından uzak durmak her Müslüman’a farzdır. Onlara hoşgörü ve tolerans göstermemesi gerekir. Bu yüzden amcasının Allah’ın düşmana olduğunu anladıktan sonra İbrahim’in ondan uzak olduğunu ilan ettiğini gözlemlemekteyiz. Yüce Allah İbrahim Halilullah’tan şöyle nakletmektedir:

"فَلَمَّا تَبَیَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِلَّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ" Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı.[12] Diğer bir önemli soru ise şudur: Her peygamber temiz bir nesilden mi gelmelidir? Suyuti Darru’l-Mansur’da  

 [13]"لَقَدْ جاءَکُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِکُمْ" ayetinin yorumunda şöyle demektedir: Ebu Naim Delail kitabında İbn. Abbas’tan şöyle nakletmektedir: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Benim hiçbir annem ve babam zinayla birbirleriyle ilişkiye girmemiştir. Ezeli ve ebedi olan Allah beni temiz babaların belinden temiz annelerin musaffa ve arı rahimlerine intikal ettirdi. Nerede bir babanın bir evlatları olsaydı, ben o evlatların en temiz ve üstün olanının zürriyetine geçerdim.[14] Her ne kadar bu rivayet sadece İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun atalarını kapsasa da tüm peygamberlerin anne ve babalarının temiz olmasının ölçü ve miyarı görünüşte bir olduğuna göre, genelleme yaparak bu hükmü diğer peygamberlere de uyarlayabiliriz. Özetle, birçok ayet ve Ehli Sünnet ve Şia kanalıyla nakledilmiş bir sürü rivayet ve de akıl ve icma Hz. İbrahim’in anne ve babasının ruhî taharet ve muvahhit oluşuna delalet etmektedir ve biz bu makalede onlara isnatta bulunduk. Bizim inancımıza göre sadece Şiiler değil, hatta Ehli Sünnet’ten çoğu kardeşler de tüm peygamberlerin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in (a.s) anne, baba ve Hz. Âdem’e dek tüm atalarının hiçbirinin şirke bulaşmadığına, onların Allah’a tapan muvahhitler olduğuna ve kendilerinin de nikâh yoluyla doğduğuna inanmaktadır.



[1] Tövbe, 114.

[2] En’am, 74.

[3] Zuhruf, 26.

[4] Mumtehine, 4.

[5] Alusî, Seyid Mahmud, Ruhu’l-Maani Fi Tefsiri’l-Kur’an, Ali Abdülbari Atiye, c. 7, s. 388, Neşr-i Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, çap-ı Beyrut, 1415 k, çap-ı evvel; Endülüsî, Ebu Hayyan Muhammed b. Yusuf, b. Hayyan, Tefsirü’l-Bahri’l-Muhit Fi Tefsir, c. 8, s 439, el-Bahru’l-Muhit, Sayt-i Tefasir, http://www.altafsir.com (el-Mektebetü’l-Şamile); Razi, Ebu AbdullahFahruddin Muhammed b. Ömer, Mefatihu’l-Ğayb, c. 6, s. 337, Naşır-ı Dar-u İhyai’t-Turasi’l-Arabi, çap-ı Beyrut, 1420 k, çap-ı sevvom, İbn. Adil, Tefsirü’l-Lübab, c. 7, s. 9, Sayt-i Tefasir, http://www.altafsir.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[6] Alusî, Seyid Mahmud, Ruhu’l-Maani Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 7, s. 388; Endülüsî, Ebu Hayyan Muhammed b. Yusuf, el-Bahru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 8, s. 439; Razi, Ebu Abdullah Fahruddin Muhammed b. Ömer, Mefatihu’l-Ğayb, c. 6, s. 337; İbn-i Adil; Tefsirü’l-Lübab, c. 7, s. 9 ve … (Alusi’nin Far-i Razi’nin bu görüş Şia’ya özgüdür diye ifade ettiği sözün dikkat azlığından kaynaklandığını belirtmesi dikkate değerdir.)

[7] Bu rivayeti Mecmeü’l-Beyan’da merhum Tabersi, Ğeraibu’l-Kur’an tefsirinde Nişaburi, Tefsir-i Kebir’de Fahr-i Razi ve Ruhu’l-Maani’de Alusi gibi birçok Şii ve Ehli Sünnet müfessiri nakletmiştir.

[8] Bakara, 133.

[9] Beyhaki, Delailü’l-Nübüvvet, c. 1, s. 103, Sayt-i Camiatü’l-Ahadis, http://www.alsunnah.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[10] Beyhaki, Şa’bu’l-İman, c. 3, s. 428, Camiatü’l-Ahadis, http://www.alsunnah.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[11] Tabersi, Fazl b. Hasan, İlamu’l-Vera Biilami’l-Huda, s. 6.

[12] Kuleyni, Ravza-i Kafi, Tercüme-i Kemere-i, c. 2, s. 327, çap-ı Daru’l-Kütübil-İslamiye, Tahran, 1365 h ş.

[13] Tövbe, 128, “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”

[14] Suyuti, Celaluddin, ed-Derru’l-Mansur, Fi Tefsiri’l-Mesur, c. 3, s. 294, Naşır: Kütüphane-i Ayetullah Maraşi Necefi, Kum, 1404 h k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar