Gelişmiş Arama
Ziyaret
6160
Güncellenme Tarihi: 2010/08/13
Soru Özeti
İmanımızın ve inancımızın zayıflamasını nasıl önleyebiliriz?
Soru
Allah’a olan inancım az değil, namazımı ve oruçumuda eda etmekteyim. İşimde kimsenin hakkını yememeye ve helal peşinde olmaya çaba gösteriyorum. Maalesef bütün bunlara rağmen İslam dini hakkında şüphelerim bulunmaktadır. Bütün çabalarımın faydasız olduğu hissiyatına kapılıyorum. Bir süre önce Kuran ve İslam hakkında kötüleyici içeriği olan birkaç kitap okudum. Bu kitapları okuduktan sonra depresyona girdim ve antidepresan kullanıyorum. Bazen ise şehvetime yenik düşüyorum. Fıtratımdan uzaklaştığımı düşünüyorum. Lütfen bana Kuran’ı tanıyabileceğim ve Allah’a olan imanımı güçlendirebileceğim kitaplar tanıtın. Uykusuzluk beni mahvediyor ve ruhum azab içinde. Belki alacağım cevaplar ve okuyacağım kitaplar umut ışığı olur. Çevremde inançsız ama huzur içinde birçok insan görmekteyim. Gamsız tasasız hayat nerededir?
Kısa Cevap

Ehlibeyt mektebinin inançlarını kendimizde güçlendirmek için bilimsel olarak bu inançların delillendirilmesi ve inanç dairesinin hurafelerden ayırt edilmesi gerekir. İnanca yönlendirilen bütün muhtemel şüphelere uygun cevaplar verilmelidir. Bilinmelidir ki bu bilimsel mücadele şerri ibadetler ve nefis tezkiyesiyle birlikte olmalıdır. Zira nasıl ki kötü ve ahlaksız davranışlar imanı zayıflatıyorsa doğru ve iyi davranışlar imanı güçlendiren unsurlardır.

Ayrıntılı Cevap

 İnsan yaratılış olarak kemal talep eden bir varlıktır. Daima eksiklikten kemale hareket etme ve bütün yönlerinde kemale erme çabası içerisindedir. İman insani bir kemaldir, hatta insanın sahip olabileceği en önemli kemaldir ve mertebeleri bulunmaktadır. Bunabinaen her mümin insan günden güne imanının artması için çaba göstermeli ve güçlendirmelidir.

Sahih imanın güçlenmesi için çeşitli sahalarda çalışma yürütülmelidir. Ezcümle ilmi ve ameli  çaba bu anlamda önem arz eder.

İlmi yönden çaba:

Ehlibeyt mektebinin bütün fakihleri usul-ü dinde taklidi caiz görmemektedir. Her insan kendi fikri, araştırması ve deliller ışığında usul-ü din inançlarına ulaşmalı ve yakin etmelidir. Bu bağlamda Ehlibeyt mektebine mensup olan her ferd inanç ve itikadlarını oluşturmak için dini konularda özelliklede inanç konularında araştırma yapmalıdır. Bu sahadaki okumaları ve incelemeleri günlük yaşamının bir parçası olmalı ve günden güne deliller ışığında bu öğretilerde derinleşerek dini bilgilerini artırmalıdır. Ançak bu sayede garezli, bilinçsiz ve basiretsiz insanların din ve kutsallık adına uydurdukları hurafelerden inanç dairesini koruyabilir. Bu sayede hakiki ve öz Muhammedi İslamı yani Ehlibeyt mektebini (oniki imam Şialığını) diğerlerine sunma ve tanıtma şerefinede nail olur. Eğer insan inançlarını delil ve akılla inançlarını şekillendirmişse en küçük şüphelerle imanı sarsılmaz ve zayıflamaz.  İslam dininin ve Kuran’ı Kerim’in öğrenin ve düşünme noktasında ki bütün tavsiyeleri bu bağlamda ele alınmalıdır.

Ehlibeyt mektebine mensup olan her ferd bu mektebin inançlarını incelediğine öğretilerinin diğer bütün mezheplerden üstün ve ekmel olduğunu idrak etmesinin yanı sıra elde edeceği derk imanının güçlenmesinide sağlayacaktır.[1]

Ayrıca zihinlerde oluşabilecek şüpheler karşıda son derece hassal olunmalı dakik inceleme ve araştırmalar ışığında bu şüphelerin ikna edici cevapları verilmelidir. Zira bu şüpheler bulaşıcı hastalık hükmünde olup doğru ve çabuk bir şekilde tedavi edilmediği zaman hem şüphenin oluştuğu insanı mahvedeceği gibi diğerlerinede bulaşmasını sağlayacaktır. Dini hedef alan şüpheler doğru ve mantıklı bir şekilde bertaraf edilmediği zaman süreç işledikce ferdin ve toplumun inanç ve imanını yok edecektir.

Ameli yönden çaba:

Dini kaynaklarda ‘büyük cihat’ olarak yad edilen nefis tezkiyesi imanın güçlenmesinde ve tekamülünde en önemli etkendir.

Aynı şekilde ibadetlerin sahih bir şekilde yerine getirilmesi, adabına ve şartlarına riayet edilmesi insanın inançlarına olumlu eser etmekle birlikte inançların sağlamlaşmasınada yol açar. Kuran ve hadisler açısından insanın ameli inançların güçlenmesinde veya zayıflamasında çok fazla etkisi bulunmaktadır.  Bu noktada Kuran’ı Kerim şöyle buyuruyor: “Ve Rabbine kulluk et ki sana yakin gelsin.”[2]

Diğer taraftan günah ve kötü işler zamanla insanın imanının için boşaltmakla kalmayıp onu küfre bile saptırabilir. Bu noktada da Kuran’ı Kerim şöyle buyuruyor: “Allah’ın ayetlerini yalanladıkları ve onunla alay ettikleri için Kötülük yapanların sonu çok fena oldu.” [3] Zira kötülük ve fenalık insanı bu noktaya taşıyacaktır.

Ayrıca insanın duygu ve hislerini marifet, sahih öğretiler temelinde güçlendirmesi, geliştirmesi imanın ve Ehlibeyt mektebi inancının takviyesinde etkindir.[4] Bu açıklamalar ışığında siz bütün bu sahalarda imanınızı ve ahlakınızı güçlendirmeye çalışmalısınız.

Son olarak şu noktaya dikkatinizi çekmek isteriz inançsız insanlar kesinlikle huzur ve dinginlik içinde olmayıp sadece kendilerini öyle göstermeye çalışmaktadırlar. Zira varlık aleminde kendisini konumlandıramamış ve gelecekte kendisini ne beklediğini derk edememiş birinin huzura kavuşması mümkün değildir.

İnançlarınızın ve itikatinizin güçlenmesi için aşağıdaki kaynaklara müracaat edebilirsiniz:

  1. Kuran’i Araştırmalar 1 ve 2.c, Şehit Murtaza Mutahhari.
  2. Kuran’a Bakış, Seyit Ali Ekber Kurşi.
  3. Nehc’ul Belaga Aynasında Kuran, Ayetullah Misbah Yezdi.
  4. Kuran’ın Bedene ve Can’a Etkisi, Nimetullah Salihi Hacı Abadi.
  5. İmam Rıza (a.s)’ın Gözünde Kuran, Ayetullah Cevat Amuli.
  6. Numune Tefsiri, Ayetullah Mekarim Şirazi.

Yukarda tanıtılan kitaplara ek olarak sitemizden aşağıda belirtilen cevapları inceleyebilir siniz:

  1. Dizin: Şia inançlarını sağlamlaştırmak, no:2998, site:3243.
  2. Dizin: İslam dinini seçme delilleri, no: 1146, site: 1168.
  3. Dizin: İslam dininin hak oluşunun delilleri, no: 275, site: 73.
  4. Dizin: Allah’a yönelme ruhiyesini güçlendirme yolları, no: 3472, site: 3695.

 

 

 

[1] Daha fazla bilgi için müracaat edin; Dizin: Ehlibeyt mektebinin üstün oluşunun delilleri, no: 277, site: 2123 ve Şia’nın diğer mezheplerden üstün oluşu, no: 1000, site: 1202.

[2] Hicr/99.

[3] Rum/10.

[4] Şia inançlarını sağlamlaştırmak, no:2998, site:3243. Dizininden alınmıştır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar